FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
FORUM

Tartisma Forumu
 
AnasayfaAnasayfa  PortalliPortalli  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 EK YAZILAR/// Cevap: Dersim , Misyonerler ve Devşirmeler

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Torné Thuji




Mesaj Sayısı : 215
Yaş : 77
Kayıt tarihi : 06/02/08

EK YAZILAR/// Cevap: Dersim , Misyonerler ve Devşirmeler Empty
MesajKonu: EK YAZILAR/// Cevap: Dersim , Misyonerler ve Devşirmeler   EK YAZILAR/// Cevap: Dersim , Misyonerler ve Devşirmeler EmptyPerş. Ekim 29, 2009 10:32 pm

-*-


Cevap: Dersim , Misyonerler ve Devşirmeler

Devrim

29 Ekim 09


Değerli Aleviyoldaş,

Dün bu topikte yazılanları ilgiyle okudum. Sizin duygusallığınız doruğunda yazdıklarınızıda.
Sn. Seyfi Cengiz'in yazdıklarınının neredeyse tümüne karşı çıkmışsınız.Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla eksik bilgiye sahipsiniz ve bilgi eksikliğinden doğan yanlış anlamalar, duygusal tepkiler oluşmuş sizde. İşte bu yüzden yazdıklarınızı tek tek defalarca okudum, sizi doğru anlamak ve bilgi açısından bildiklerimizi burada paylaşarak size yararlı olmayı umarak.

Demişsinizki:

Alıntı:
Osmanlı'nın İstanbul'u fethinden sonra gayir müslümlerin "millet" şeklinde görülmesi tamamen gerçek dışı bir şeydir.

Bu sözlerinizden başlamak istiyorum çünkü bu, çok önemli. Kavramların evrim geçiren, dönüşebilen, şekil değiştirebilen canlılar olduklarını düşünmekte yarar var. Çünkü kavramların ilk çıktığı andan itibaren üstünden yüzyıllar geçmesine rağmen aynı içerikte olduğunu düşünürsek, ne yapmış oluruz? Kavramlara dogmatik nitelik vermiş oluruz. Bu ise kavramların bilimsel temeline bomba koymaktır. Kavramlar değişebilir, dönüşebilir. Bu dönüşümüyse toplumun reel yaşamı sağlar. Umarım söylemek istediğimi anlatabilmişimdir.

Osmanlı'nın İstanbul'un fetihinin başarısı elbetteki askeri gücün yanısıra bir takım anlaşmaların gücüne bağlıydı ve bu anlaşmalar yüzünden Osmanlı bürokrasisi, Osmanlı toprakları içinde kalan dini gruplar başta olmak üzere gayri müslümlere doğum, evlilik, ölüm, din, okul, sağlık ve hukukun belli alanları gibi sivil konularda geniş özerklik tanımıştı. İste bu toplumları Müslümanlardan daha ayrıntılı bir biçimde tanımlamak için "millet" kavramını kullanmıştır.

Kısacası Osmanlı Merkez Bürokrasisinin Yönetim dilinde millet kavramı gayri müslüm cemaatler için kullanılan bir tabir olagelmiştir.

Osmanlı Devletini oluşturan kadrolarıyla, neredeyse tümüyle dini olarak olarak tanımlanmıştır. Ümmet adı verilen Sünni-Müslüman topluluktan hareketle Mustafa Kemal "ümmet toplumundan millet yarattık" demekle aslında yukarıdaki sözlerin doğruluğunu da kanıtlıyor. Çünkü Osmanlı İmparatorluğunda üst kimlik Müslüman ümmeti olarak tanımlanmaktaydı ve zaten M.Kemal'in tehcir politikaları da bu amaca hizmet etmiştir.

Devam ediyorum. Yine yazdıklarınız arasında ilgimi çeken bir tümcede

Alıntı:
Ne devşirme ne misyonerlikte oraya gelip yerleşmiş bir misafirler topluluğu yoktur. Onurunu satan, devşirilen yani kolonizatöre yurdunu satan bir yer, sizde tahmin edersiniz ki, "ASLANLAR YURDU" şeklinde anılmazdı.

demişsiniz.

Sözlerinizi gönüldek desteklemek isterdim fakat realite ne yazıkki böyle değil. Anadolu içinde Hristiyan misyonerlerin çalışmaları 1810 yılından itibaren hız kazanmıştır ve bu çalışmalar sırasında birçok Kızılbaş-Alevi, yaşadıkları zor koşullardan dolayı yine maalesef protestan olmuştur.Bunlardan en bilineni Dersim'de önemli bir nüfuza sahip olan Ali Gako'dur. Ayrıca birçok köyde Aleviler topluca protestanlığı seçtiler.Zamanım olursa listede yaparım. Şu an anımsadığım 1857 yılı yazında Sivas-Divriği/ Sincan köyündeki Alevi köylüler, Ermeni komşularınında etkisiyle topluca protestanlığı seçmişlerdir.
Peki, onları onurlarını satmaklamı suçlayacağız? Yoksa o günün koşullarınıda gözönünde bulundurarak sağlıklı bir tahlilmi yapacağız? İkinci durum, tarihimizi öğrenmek açısından önemli bir tavır olacaktır.

İşyerimden yazdığım için ara ara yazıyorum. Bu yüzden özür dilerim.

Yine yazınızın bir yerinde:

Alıntı:
Ayrıca bir protestanlıktır tutturulmuş gidiliyor. Protestanlık, özel olarak Katolik hiristiyanlığına karşı çıkan bir reform hareketidir. Dolayısıyla bu hiristiyanlığın iç kavgasıdır. Bundan Dersim'e ne?

demişsiniz.

Ancak bu bakış açınızı biraz genişletmeniz gerekiyor çünkü realite sizin, herkesçe bilinen saptamalarınızın dışında. Bugün bile İstanbul'da protestanlığı seçen yüzlerce Alevi gencinin varlığından söz ediliyor. Bunun dışında, benim akrabalarımdan birkaç genç ve şu an çalışmakta olduğum işyerimden bir arkadaşım aileleriyle birlikte protestanlığı seçtiler. İşyerimize yakın derme çatma kilise tarzında bir kuruluş var ve bu kuruluşun din görevlileri Amerikalıdır.

Tarihe bugün yaşanmış ve bitmiş olaylar dizisi gibi bakarsak, birçok açıdan yanılgıya düşeriz. Bu yüzden

Alıntı:
yaşanmışlığa bağlı kalarak yazılmışlar, uzun bir süre ayakta kalmaya mecburdur

sözünüze gönülden destek veriyorum ama bir ayrıntıyı işaret ederek. Geçmişte yaşananlar, o günün koşullarına göre değerlendirilmelidir. Kaldıki bugün bile protestanlığı seçen Alevilerin sayısı bile küçümsenmeyecek durumdayken.
__________________
Cümle alem doğrudur, sen doğru isen
Doğruluk bulunmaz, sen eğri isen

Devrim

29 Ekim 09

Akt. Desmala Sure, 29/10/2009
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Torné Thuji




Mesaj Sayısı : 215
Yaş : 77
Kayıt tarihi : 06/02/08

EK YAZILAR/// Cevap: Dersim , Misyonerler ve Devşirmeler Empty
MesajKonu: Cevap: Dersim, Misyonerler ve Devşirmeler   EK YAZILAR/// Cevap: Dersim , Misyonerler ve Devşirmeler EmptyÇarş. Kas. 04, 2009 10:30 pm

Cevap: Dersim, Misyonerler ve Devşirmeler


h-alibaba
30 Ekim 09

Sevgili Devrimin görüşlerine ve ileri sürdüğü anlayışını desteklemekle, diğer arkadaşlarında konuya yaklaşımını takdir etmekteyim. Bilgilenmek veya bilgi aktarmak için çaba harcayan tüm canlara teşekkür ediyorum.

Bana öyle geliyor ki, Seyfi Cengizin yazdıklarını tam anlamış değiliz. Tekrardan göz atmaktan fayda vardır.

Seyfi Cengiz,
“Asırlarca süren destanımsı direnişleri dışarıdan destek bulmadı.
Yalnız kaldılar, içlerine kapandılar.Böyle toplumlarda dışarıdan kendilerine uzanacak kurtarıcı bir el arayışı için koşullar hep vardır.1850’lerde Amerikalı Protestan misyonerler Dersim ve çevresinde ilk göründükerinde bazı Dersimliler umutlandılar.
Onlar üzerinden Batı desteği aradılar.” diyor.

Yani Dersimli bu misyonerleri, bir misyoner değil de, bir umut ışığı olarak görmek istemişler. Demek oluyor ki bir destek umuduyla çaresizlikten atılan adımlar.

Ve Seyfi Cengiz yetmişli yıllardaki solu da bu misyonerlere benzetmektedir. Dersimli bu misyonerlerden beklediğini yetmişli yıllarda Türk, Kürt solunda beklenti içine girdiğini anlatmaktadır. Ve bunlara da devşirilmiş demektedir.
Sevgiler
__________________
Doğru duvar yıkılmaz.
Sen doğru dur, eğri belasını bulur.


En son Torné Thuji tarafından Çarş. Kas. 04, 2009 10:34 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Torné Thuji




Mesaj Sayısı : 215
Yaş : 77
Kayıt tarihi : 06/02/08

EK YAZILAR/// Cevap: Dersim , Misyonerler ve Devşirmeler Empty
MesajKonu: Cevap: Dersim, Misyonerler ve Devşirmeler   EK YAZILAR/// Cevap: Dersim , Misyonerler ve Devşirmeler EmptyÇarş. Kas. 04, 2009 10:32 pm

h-alibaba
2 Kasim 09

Seyfi Cengiz’in yetmişli yıllardaki Türk, Kürt solunu devşirilmiş olarak tanımlaması, bizlere ilk bakışta çok garip geldi ve yadırgadık.
Ben şahsım olarak bu güne kadar Türkiye`de Türklük adına birilerinin misyonerlik yaptığını ve devşirme kitleler yetiştirdiğini veya yetiştireceğini düşünmemiştim.
Bu konuda Seyfi Cengiz’in çalışması ufkumu açtı ve kendisine teşekkürlerimi bir borç bilirim.
Aşağıya Seyfi Cengiz`in “Kisla,Okul ve Cami" çalışmasından bazı alıntılar yaparak Dersim`in Misyonerleri ve Devşirmelerinin olup olmadığına birlikte bakalım.

“Bu fikrin babası Mustafa Kemal’dir.
Mustafa Kemal, 1940’ların Elazığ Kız Enstitüsü Müdüresi Sıdıka Avar’ın anlatımlarına göre, “Türkçe bilmemek” ile Dersim sorunu (ve Dersim direnişleri) arasında bir sebep-sonuç ilişkisi kurmuş, Türkçe’nin Dersim’e en etkili biçimde kadın ve ana üzerinden girebileceğini söyleyerek, yatılı kız okulları projesini gindeme getirmiştir.
1938 Dersim soykırımından hemen sonra ise yatılı okullar kurularak bu fikir hayata geçirilmiştir.”

Seyfi Cengiz’in bu kısa analizi ile diğer birkaç ayrıntıya bakalım.
[Üye olmadan linki göremezsiniz... Alevivizyon.net'e Üye olmak için tıklayınız...]

Seyfi Cengiz`in aktardığına göre o dönemin “Milli Eğitim Bakanlığı’nda görüştüğü Nurettin Bayman, Sıdıka Avar’a aynen şöyle demiştir:

“Paşa, vali, sizin çalışmalarınızı beğeniyorlar. Aferin! Tokat’ta da iyi sonuç aldın. Göreyim seni, esas vazifen burası. Tokat’ta da denedik sizi, burada misyonerliğini görmeliyiz. Bir Türk misyoneri...”
şeklinde ifade edildiği ve Sıdıka Avar’ın bir Türk misyoneri olarak faaliyet gösterdiği açık görülmektedir.
Ve devamında da daha açık ifadelerle misyonerliğinin vurgulandığı görülmektedir.

“Genel Müdür Nurettin Boyman sözlerini şöyle sürdürmüştür:
“Şimdi Türk misyoneri olarak yatılıları özümseyeceksin. Atatürk’ün isteği bu...bunu herhangi bir kimseye hissettirmek halkı gücendirir. Ona göre tedbirli olun demişti. Zaten Gazi Eğitim’de bu iş için okumamış mıydın?”

Yani gazi Eğitim`de bir anlamda misyonerlik okumuştur. Bu programın bir zat Mustafa Kemal tarafında uygulamaya konulduğu ve isteği olduğu açıktır. Ve ayni zamanda misyoner faaliyetlerin de gizlilik içinde sürdürülmesi gerektiğini, açığa çıkarsa hoş karşılanmayacağının bilincinde olarak da öğütler den bulunmaktadırlar.
Anlaşılıyor ki demokrat ve solcu, Atatürkçüyüm diyenler bu misyoner faaliyetlerin devşirmeleridir.

Seyfi Cengiz`den devam ediyoruz:
“Gazeteci ve yazar Hikmet Feridun Es’in Hayat Mecmuası için Sıdıka Avar’la yaptığı bir röportajda şunları okuyoruz:
“Atatürk’ün genç misyoner kıza parmağını uzatıp: Git...Dağ köylerine git. Bir cemiyet kadın ve ana yoluyla fethedilir. Oradan alacağın kızları yetiştir. Sonra onları tekrar yerlerine gönder. Senin öğrettiklerini beraberlerinde götürecek, öğreteceklerdir...öğüdü yerine gelmek üzeredir. Avar da, kendisinin yetiştirdiği küçük Avar’lar da mücadelelerinde muvaffak olmuşlardır”.

Şu yukarıda ki cümleler o kadar açıktır ki, hiçbir izahata veya yoruma gerek yoktur.
Açık bir şekilde Dersimlileri nasıl devşireceklerinin programlarını ifade etmektedirler.
Ve gerçekten de bu devşirmeler yetmişli yıllarda Türkiye`nin özellikle Dersim`de devrimcilik, solculuk adına damgasını vurmuşlardır.

Aleviliği asimile etmenin de Bizans dönemindeki devşirme misyonerlerle Osmanlıya miras bırakılmış ve Osmanlıdan da Cumhuriyete Bektaşiler aracılığıyla devam etmiştir.
Kısacası bu gün Aleviliği tahlil ve analiz edenlerin büyük çoğunluğu bu devşirmelerdir.
Sevgiler
__________________
Doğru duvar yıkılmaz.
Sen doğru dur, eğri belasını bulur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
EK YAZILAR/// Cevap: Dersim , Misyonerler ve Devşirmeler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» TURK DEVLETLERI YALANI
» DERSIM-38 (2)
» DERSIM-38 (1)+(2)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
FORUM :: DERSIM FORUMU-
Buraya geçin: